Ali Mahir Başarır: “Asgari ücret son iki yıldaki kira artışlarına göre belirlenseydi muhtemelen 25 bin TL’yi bulurdu”
CHP Küme Başkan Yardımcısı Ali Yetenekli Başarır, “Son iki yıldaki kira artışlarına göre belirlense asgari ücret muhtemelen 25 bin TL’yi bulur. Türkiye derin bir yoksulluk, derin bir yoksunluk ve ekonomik bunalım içinde.” Seçim sonrası CHP yönetimini eleştiren Başarır, “Her türlü eleştiriye açığız, hakaret asla. Burada bir sorumluluk varsa benim de sorumluluğum var Digor İlçe Başkanı, İstanbul İl Başkanı ve Mersin İl Başkanı” dedi. Başkan… Cumhurbaşkanımızı elbette eleştirebilirsiniz ama hiçbirimiz onun televizyon kanallarını terk etmesine, ona hakaret etmesine izin vermeyeceğiz” dedi.
CHP Küme Başkan Yardımcısı Ali Sayılı Başarır, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Başarır, 2 yıl önce eski AKP Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz’ın aracını durduran polislerin meslekten ihraç edildiğini belirterek, “İki polisimiz hem hakarete uğradı hem de görevden alındı. İçişleri Bakanlığı’nın bu kararını yeniden gözden geçirmesini öneriyorum. Hiç kimse bu ülkenin polisine hakaret edemezsin ama AK Partiliysen böyle bir özgürlüğün var. Hem hakaret edebilirsin hem de okuldan attırabilirsin.”
Başarır’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“LÜTFEN KENDİMİZİ O ÇOCUĞUN VE AİLENİN YERİNE KOYUN: Yeni dönem başlarken çok garip kararlar görüyoruz. Mersin’de 15 yaşındaki bir çocuk, billboardlarda Cumhurbaşkanı’nın resmine bıyık bıraktığı için tutuklandı. 15 yaşında bir çocuktan bahsediyoruz. Adli Tıp, belki yaşından dolayı çocuk olduğu için anlama kabiliyetinin olmadığına karar verecek ve suç ehliyetinin olmadığını göreceğiz. Ama hapishanede. Ayrıca bu kovuşturma ile ilgili yani Adalet Bakanlığının iznine bağlı bir hatadır. Ancak bu çocuk hapiste. Bunu anlamak mümkün değil. Yani 15 yaşında bir çocuk Cumhurbaşkanı’na hakaretten cezaevinde ve bundan rahatsız olmayan bir Cumhurbaşkanı var. Lütfen kendimizi o çocuğun ve ailesinin yerine koyalım. Bu durumu kınıyorum.
DÜN İKİ POLİSİN İHRACAT YAPILDIĞINI ÖĞRENDİK: İki yıl önce korkunç bir olay yaşadık. Mersin’de polis, çeviri sırasında bir milletvekili tarafından hakarete uğradı. ‘Utanç verici’ kelimesi kullanıldı. O polisler iki yıl boyunca ortalıkta dolaştı. Dün iki polisin ihraç edildiğini öğrendik. Evet, son dönemde milletvekilliği görevini yürüten Zeynep Gül Yılmaz yargılanmalıydı. Kamu görevlilerine hakaretten yargılanmalıydı. Ama üzülerek söylüyorum ki Zeynep Gül Yılmaz bugün milletvekili değil. Bugün kurban o. Ama iki polisimiz hem hakarete uğradı hem de okuldan atıldı. İçişleri Bakanlığı’nın bu kararını bir kez daha gözden geçirmesini ve biraz mahcubiyet yaşamasını öneriyorum. Kimse bu ülkenin polisine hakaret edemez ama AK Partili iseniz böyle bir özgürlüğünüz var. Hem hakaret edebilir hem de kovabilirsiniz.
‘BİZ MUSTAFA KEMAL’İN ASKERİYİZ’ KONUŞMASIYLA RAHATLANAN BİR SAVCI VARSA, GERÇEKTEN BU GÖREVİ YAPMAMASI GEREKİYOR: Seçim döneminde İçel Antrenman Yurdu’nun şampiyonluk maçında Nebati Bey’in maça gelmesi çok ilginç. Büyük bir tepki ile karşılandı. Taraftarlarımız orada tezahürat yaptı. Aynen öyle dedi; ‘Biz Mustafa Kemal’in askerleriyiz’, ‘Hizbullah’ı Meclis’te istemiyoruz.’ Şimdi bu tezahüratı yapan taraftarların çoğu gözaltına alındı. Savcılık talimatıyla gözaltına alınan bazı ifadeler aldık. Güvenlik sorar: ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’, ‘Hizbullah’ı Meclis’te istemiyoruz’ gibi sloganlar attınız. Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda ifade alıyoruz.’ Türkiye Cumhuriyeti’nde herkes Hizbullah’ı Meclis’te istemiyor. Çünkü Hizbullah bir terör örgütüdür. Bunu diyen bir vatandaş gözaltına alınırsa ayıptır. Bir de ‘Biz Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ sözlerinden rahatsız olan bir savcı varsa bu görevi yapmamalıdır.
İLGİLİ TUTMA VE SORUMLULUK REDDİ SORUNU: Geldiğimiz nokta şu; bu bir itiraftır. AKP yönetimi, eski AKP bakanları maalesef bu destekçilerden şikayetçi. Sorulan iki soru bunlar. Utanma sorunu. Bu bir hataysa hepimiz bu suçu işliyoruz. Hizbullah bir terör örgütüdür. Onu Meclis’te istemediğimizi söyleyebiliriz. Bunda bir sorun yok. Bundan rahatsızlarsa, Meclis’te böyle bir yapının uzantıları varsa, yani şikayet ediyorlarsa daha açık bir şekilde söylesinler. Sadece Mersin’de değil Fenerbahçe Trabzon maçında ve yine birçok statta bu tür tepkiler verenler. Demokratik anayasal bir haktır. Gözaltına alınıp bu konuda tanıklık edilmesi utanç verici.
SON İKİ YILDAKİ KİRA ARTIŞLARINA GÖRE TESPİT EDERSE ASGARİ FİYATI 25 BİN TL’YE ULAŞMALIDIR: Minimum fiyat belirlenir. Ama ekonominin durumu ortada. Arkadaşlarımız mahkemeleri inceliyor. Sulh ceza mahkemeleri kira davalarına, tahliye davalarına, kira tespit davalarına bakmak zorundadır. Binlerce, yüzbinlerce insan sokakta kalma tehdidiyle karşı karşıya. Minimum fiyatı belirledik. 11 bin 500 TL mi, 12 bin TL mi, 14 bin TL mi… Bugün Ankara’da, İstanbul’da 12 bin TL’den ucuz konut yok. Peki taban fiyat 11.500 TL mi olacak? Üzülerek söylüyorum ki aslında seçimin ana konusu buydu. Bugünün gündemi bu. derin yoksulluk Bir ülkede bir işçi aylık maaşla ev kiralayamıyorsa, yüzbinlerce insan tahliye davalarıyla sokakta kalma tehdidinde bulunuyorsa biz ne diyoruz? Taban fiyat belirlenecek, hangi kriterlere göre belirlenecek bilmiyorum ama son iki yıldaki kira artışlarına göre belirlense alt fiyat muhtemelen 25 bin TL’yi bulur. Türkiye derin bir yoksulluk, derin bir yoksunluk ve ekonomik bunalım içindedir.
SİZİN VERDİKLERİNİZ DEĞERLİ DEĞİL, BİZİM VERDİKLERİNİZLE ALDIKLARIMIZ DEĞERLİDİR: Seçimin konusu buydu. Uzaklaştılar. Algıyı hep farklı, suni bir gündeme getirdiler. Ana gündemin bu olduğunu hepimiz görüyoruz. Burada dolar yüzde 25 yükseldi. Akaryakıttan, gıdaya, kiraya her geçen gün zam geliyor. Bu koşullarda taban fiyatı nasıl belirleyeceğiz? Bir devletin en temel görevi vatandaşlarının barınma ve beslenme sorunlarını çözmektir. Bugün barınma sorunu had safhada. Çocuklar ve aileler temel besin maddelerini karşılayamıyor. Seçimin konusu bu iken, tatsız bir senaryo ve şeytani bir oyunla halkın iradesini yozlaştırarak bu gündemi bambaşka bir yere koydular. Bunları seçimde konuşmadık. Bugün konuşuyoruz, konuşmaya devam edeceğiz.
CUMHURBAŞKANI BAŞKANINI ANAYASAYA VE KANUNA TAKİP ETMEYE VE KENDİNE KARŞI HER ADIMI ÇEKMEYE DAVET EDİYORUM: Meclis dün yemin töreninin ardından ilk kez toplandı. Çok üzücü bir olayla karşılaştık. Meclis Başkanı, Meclisin kalitesinden, duruşundan, yasamanın kalitesinden bahsetti. Hep birlikte korumalıyız dedi. Ancak Meclis Başkanlık Divanı’nın oluşumunda Anayasa’yı çiğneyerek tarafsız olmadığı açık ve net olduğu halde, komisyonlara daha fazla üye kazandırmak için kendisini bu Divan’dan dışladı. Bunu MHP’siz çoğunluğu sağlamak için yaptı. Anayasanın 94; Tüzüğümüzün 9, 10 ve 11’inci maddelerine rağmen küme toplantılarında Recep Tayyip Erdoğan’ı sürekli selamlayan tarafsız olmayan bir Meclis Başkanı, bir parti Meclis Başkanı, beraberindeki bir Meclis Başkanı tarafsız olduğunu iddia etti ve yazısını yazmadı. o konseyde adı İlk celsede Anayasa’yı çiğnersek, ayaklar altına alırsak, Anayasa’nın son hükmüne rağmen karar alırsak bu 5 yılda işimiz çok zor olur. Öncelikle Meclis Başkanı’nı Anayasa ve İç Tüzük’e uymaya ve her adımını buna göre atmaya davet ediyorum. Anayasayı bir kenara bırakırsak Can Atalay’ın tutukluluğu devam ediyor, Metin 15 yaşında tutuklanıyor, Hizbullah’ı istemiyoruz diyen taraftarlar gözaltına alınıyor. Muhtemelen onlar da tutuklandı. Anayasaya, yasalara uymak zorundayız” dedi.
“BU BOZUK TAKVİMDE BU EKONOMİK YÖNETİM İLE İKİ AY SONRA YETERLİ OLACAK”
Asgari ücretin sorulması üzerine Başarır, “Bu konuda bir teklifte bulunacağız. Bunu belirlemek çok zor. Türkiye’de geçen mayıs ayından bu mayıs ayına kadar 5.5 milyar dolarlık banknot basıldı. Bunlar 200 TL’lik banknotlar. Seçimde nerede kullanıldılar , seçim ekonomisinde kullanılmıştı Şimdi bunun çilesini çekiyoruz Paramızın maliyeti o kadar düştü ki 14 TL belirledikten sonra 3 ay sonra kira 20 TL ise et bir bin TL, süt 30 TL, ekmek 10 TL, değeri nedir Bir an önce Ekonomiyi toparlamak, döviz ve faiz istikrarını bir noktaya getirmek, maliyetimizi korumak zorundayız. yoksa 2 ayda bir taban fiyatı artırmak zorunda kalan bir devlet çıkar yine söylüyorum ne verirsin değil ne verirsen alırsın sana bir rakam vereceğiz bu rakam seni tatmin edecek Ancak bu yozlaşmış örgütte, bu ekonomik yönetimle iki ayda yetersiz kalır. Bunu partiden sorumlu genel başkan yardımcımız MYK açıklayacak.”
“YARGI TALİMAT ALARAK CAN ATALAY’I TUTARSA UTANÇ KONUSUDUR”
Başarır, Can Atalay’ın serbest bırakılmayacağına ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
“En büyük sorun hukuksuzluk ve adaletsizlik. Bir mahkeme düşünün, Yargıtay. Anayasa Mahkemesi net karar verdi. Gergerlioğlu ve geçen yıl tutuklanmasıyla ilgili bunu yapamazsınız dedi. Dokunulmazlığım var dedi. Ancak AYM’nin kararını tanımayan bir mahkeme, Yargıtay şu anda milletvekilimize vekalet ediyor. , bir milletvekilini cezaevinde tutuyor. Bu tartışılacak bir şey değil. Her geçen dakika, saat, gün büyük bir hukuksuzluk ve ayıbı gözler önüne seriyor. Şimdi Yargıtay ve yerel mahkemeler Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımazlarsa yapacak pek bir şey yok ama bunu ilk görüşmede, Meclis Başkanı’nın ilk ziyaretinde söyledik, tavır alın dedik. , bir açıklama yapın ki milletvekili haksız ve hukuksuz bir halde hapsedilsin, serbest kalsın.Mahkeme kararına bakacağız dedi.Adalet Bakanı için de aynısı geçerli.Biz işin içindeyiz. Yargı, emir verin demiyoruz ama yargı bir yerden emir alır ve Can Atalay’ı işe alırsa ayıptır. Otursunlar, Anayasa Mahkemesi’nin kararını okusunlar, Anayasa’ya baksınlar ve bir an önce bu esarete son versinler” diye yanıt verdi.
“GENEL LİDERİMİZİ DOĞAL OLARAK ELEŞTİREBİLİRSİNİZ. AMA TELEVİZYON KANALLARINDAN KİMSENİN BUNU TESPİT ETMESİNE İZİN VERMEYİZ”
Başarır, seçimlerle ilgili sorulan soruya ve CHP’ye yöneltilen eleştirilere şu yanıtı verdi:
“Cumhuriyet tarihinin en karanlık seçimini en adaletsiz koşullarda yaşadık. Seçim bürolarımız basıldı. Kadınlarımız ve gençlerimiz yaralandı, bıçaklandı, kan döküldü, sürüklendi. Nabati’nin seçim kampanyası boyunca gittiği her yere. Mersin’de bin TL’yi cebine attı, 5 bin TL’yi.” “Bugünlerde dağıtıyor mu acaba. Milyarlarca lira harcandı. Devlet kanalında, TRT’de, havuz medyasında, bizim paramızla, Ziraat Bankası’nın parasıyla açılan kanallarda hepimize hakaretler, iftiralar atıldı. Seçime girdik. bu kurallar üzerine.” Ve kaybettik. Bunu bir mazeret olarak söylemiyorum. Biz bunları yaşadık. Bir yandan seçimlerde milyarlarca lira, 85 milyon erzak harcanırken, biz kendi imkanlarımızla kendi cebimizden seçim kampanyası yürüttük. İnsanlar kışkırtıldı. Bugünlerde nerede terörden söz ediliyor? Ama o senaryo Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları tarafından yazıldı ve üç ay tatsız bir şekilde oynandı. Ekonomiden, yoksulluktan bahsetmeyelim, hukuktan bahsetmeyelim… Sıfır terörle satın aldıkları ülkeyi teröre çevirenler, yarattıkları terör canavarıyla 85 milyon insanı tehdit etti. Seçime bu kurallar çerçevesinde girdik.
Sonuç olarak eleştiriler var. Kabul ediyorum. Basındaki tüm arkadaşlarımız, seçmenlerimiz eleştirecek. Biz de keder içindeyiz, ben de. Tüm seçmenlerimiz de üzgün. Her türlü eleştiriye açığız, hakarete asla. Burada bir sorumluluk varsa benim de sorumluluğum var, Digor ilçe başkanının da sorumluluğu var, İstanbul İl Başkanının da, Mersin İl Başkanının da sorumluluğu var… Herkesin birlikte sorumluluğu var. Genel Liderimizi elbette eleştirebilirsiniz. Ama hiçbirimiz onun televizyon kanallarını terk etmesine, ona hakaret etmesine izin vermeyeceğiz. Tüm sorumluluğu ona yükleyerek hakaret etmelerine, tehdit etmelerine asla izin vermeyeceğiz. Basın her zamanki gibi eleştirecek. Sorular soracak. Ancak aramızda Türkiye’nin vicdanını sızlatacak açıklamalar yapmasınlar. Başkanımız kongre sürecini başlattı. Mahalle seçimleri 3 Temmuz’da başlıyor. Ardından ilçe kongreleri yapılacak. İl kongreleri yapılacak, büyük kongreler yapılacak. bir de değişimin önünü açıyorum diyen bir Genel Liderimiz var. Her şey burada tartışılacak. Hepsini burada konuşacağız.”
“Görüşmenin İÇERİĞİ VE SONUCU HAKKINDA BİLGİM YOK”
Başarır, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun görüşmesine ilişkin, “Ekrem Bey’in görüşmesinin bugün olduğunu biliyorum. Görüşmeden sonra hem Genel Başkanımız hem de Ekrem Bey bir açıklama yapacak. Çünkü benim bir bilgim yok. Toplantının içeriği ve sonucu hakkında bilgi yok” dedi.
